ŞİNASİ'NİN HAYATI
İbrahim Şinasi (1826 - 13 Eylül 1871), Osmanlı Devleti zamanında İstanbul kentinde doğan gazeteci, şair ve tiyatro yazarıdır
Şinasi, 19. yüzyılda Türk edebiyatını etkileyen ve yönlendiren yazarlar arasında yer alır. Osmanlı toplumunun çağdaş uygarlığı yakalayarak gelişebileceğini, bununsa batı örnek alınarak gerçekleşebileceğini savunan batılılaşma hareketinin öncülerinden biridir. Gazetelerde yazdığı makalelerle, Fransızca'dan yaptığı şiir çevirileriyle, edebi ve toplumsal eleştirileriyle, yazdığı tiyatro yapıtlarıyla ve kullandığı yalın, halkın anlayabileceği arı dille edebiyatta batılılaşmanın ilk adımlarını atmıştır
Şinasi, 19. yüzyılda Türk edebiyatını etkileyen ve yönlendiren yazarlar arasında yer alır. Osmanlı toplumunun çağdaş uygarlığı yakalayarak gelişebileceğini, bununsa batı örnek alınarak gerçekleşebileceğini savunan batılılaşma hareketinin öncülerinden biridir. Gazetelerde yazdığı makalelerle, Fransızca'dan yaptığı şiir çevirileriyle, edebi ve toplumsal eleştirileriyle, yazdığı tiyatro yapıtlarıyla ve kullandığı yalın, halkın anlayabileceği arı dille edebiyatta batılılaşmanın ilk adımlarını atmıştır
Şinasi'nin Edebi Yaşamı
Şinasi, Fransız şairlerinden manzum olarak yaptığı ilk ve basit tercümeleri, 1858’de Tercüme-i Manzume adıyla yayımladı. Bunlar, Batı şiiri hakkında Türk okuyucusuna ilk bilgiyi veren çok küçük denemelerdi. Şinasi, bu denemelerden önce şekil bakımından değilse de anlayış bakımından Divan şiirinden tamamıyla farklı denemeler yapmıştı. Sanatçı, daha sonraları birçok türde eser vererek kendisinden sonra gelecek olan genç sanatçılara da örnek olmayı amaçlamıştır. Şinasi her şeyden önce ilklerin sanatçısıdır. İlk tiyatro, ilk şiir çevirisi, ilk özel gazete onun eseridir. Edebiyatımızda ilk defa noktalama işaretlerini kullanan da odur.
Şinasi’nin Türk Edebiyatına Getirdiği Yenilikler
* Batılı anlamda ilk tiyatro eseri olan Şair Evlenmesi’ni yazdı.
* Noktalama işaretlerini kullanan ilk yazardır.
* Batılı anlamda ilk fabl örneklerini yazmıştır.
* İlk özel gazete olan Tercüman-ı Ahval’i çıkarmıştır.
* İlk makale olan Tercüman-ı Ahval Mukaddimesi’ni yazmıştır.
* Atasözleri üzerine ilk incelemeyi yapmıştır.
* Şiire hak, adalet, eşitlik ve kanun gibi yeni kavramlar getirmiştir.
* Şiire ve şiir kitabına isim veren ilk sanatçıdır.
* Noktalama işaretlerini kullanan ilk yazardır.
* Batılı anlamda ilk fabl örneklerini yazmıştır.
* İlk özel gazete olan Tercüman-ı Ahval’i çıkarmıştır.
* İlk makale olan Tercüman-ı Ahval Mukaddimesi’ni yazmıştır.
* Atasözleri üzerine ilk incelemeyi yapmıştır.
* Şiire hak, adalet, eşitlik ve kanun gibi yeni kavramlar getirmiştir.
* Şiire ve şiir kitabına isim veren ilk sanatçıdır.
Şinasi'nin Edebi Hayatı İle İlgili ;
* Batı etkisindeki Türk edebiyatı ve Tanzimat Edebiyatının kurucularındandır.
* Batı edebiyatı yolunda eser veren ilk Türk sanatçısı ve Tanzimat Edebiyatında yeniliklerin öncüsüdür.
* Klasisizm akımından etkilenmiştir.
* Ethem Pertev ile ilk şiir çevirilerini yapmışlardır.
* Türk şiirini söz oyunlarından kurtararak şiire konuşma dilini getirmiştir.
* Şiirde divan edebiyatı nazım biçimlerini kullansa da nazım biçimlerinde bazı değişiklikler yapmıştır.
* Genellikle “didaktik” şiirler yazmıştır.
* Şiirlerini aruz ölçüsüyle yazmıştır.
* Şiirde konu birliğine ve bütün güzelliğine önem vermiştir.
* Şiirin konusunu genişletmiştir. Akıl, medeniyet, hak, adalet, kanun gibi kavramları şiirde kullanan ilk şairdir.
* Gazete ve edebiyatı halkı eğitmede bir araç olarak görmüştür.
* Divan edebiyatı nesrini yıkmış, nesri (düz yazı) düşünceleri yaymada bir araç olarak görmüştür.
* Divan nesrinin uzun cümlelerini kısaltmış, mazmunların ve söz sanatlarının yerine düşünceyi getirmiştir.
* Düşüncelerini yalın ve açık bir anlatımla söylemeye, konuşma dilini yazı dili haline getirmeye çalışmıştır.
* Agâh Efendi ile birlikte 1860’ta ilk özel gazete olan Tercüman-ı Ahval’i çıkarmıştır. Türk basınının ilk başyazarı sayılır.
* Türk edebiyatında ilk makale örneği olan Mukaddime-i Tercüman-ı Ahval’i bu gazetenin ön sözü olarak yayımlamıştır.
* 1862’de tek başına Tasvir-i Efkâr adlı gazeteyi çıkarmıştır.
NOT: Şinasi, roman ve öykü alanında eser yazmamıştır.
* Batı edebiyatı yolunda eser veren ilk Türk sanatçısı ve Tanzimat Edebiyatında yeniliklerin öncüsüdür.
* Klasisizm akımından etkilenmiştir.
* Ethem Pertev ile ilk şiir çevirilerini yapmışlardır.
* Türk şiirini söz oyunlarından kurtararak şiire konuşma dilini getirmiştir.
* Şiirde divan edebiyatı nazım biçimlerini kullansa da nazım biçimlerinde bazı değişiklikler yapmıştır.
* Genellikle “didaktik” şiirler yazmıştır.
* Şiirlerini aruz ölçüsüyle yazmıştır.
* Şiirde konu birliğine ve bütün güzelliğine önem vermiştir.
* Şiirin konusunu genişletmiştir. Akıl, medeniyet, hak, adalet, kanun gibi kavramları şiirde kullanan ilk şairdir.
* Gazete ve edebiyatı halkı eğitmede bir araç olarak görmüştür.
* Divan edebiyatı nesrini yıkmış, nesri (düz yazı) düşünceleri yaymada bir araç olarak görmüştür.
* Divan nesrinin uzun cümlelerini kısaltmış, mazmunların ve söz sanatlarının yerine düşünceyi getirmiştir.
* Düşüncelerini yalın ve açık bir anlatımla söylemeye, konuşma dilini yazı dili haline getirmeye çalışmıştır.
* Agâh Efendi ile birlikte 1860’ta ilk özel gazete olan Tercüman-ı Ahval’i çıkarmıştır. Türk basınının ilk başyazarı sayılır.
* Türk edebiyatında ilk makale örneği olan Mukaddime-i Tercüman-ı Ahval’i bu gazetenin ön sözü olarak yayımlamıştır.
* 1862’de tek başına Tasvir-i Efkâr adlı gazeteyi çıkarmıştır.
NOT: Şinasi, roman ve öykü alanında eser yazmamıştır.
Eserleri
* Tercüme-i Manzume (Çeviri şiirler)
* Şair Evlenmesi (Bir perdelik komedi, 1860. Türk edebiyatında yazılan ilk tiyatro eseridir, fakat oynanmamıştır.)
* Müntehebat-ı Eş’ar (Şiirler)
* Durub-ı Emsal-i Osmaniye (Atasözleri)
* Müntehebat-ı Tasvir-i Efkar (Seçme makaleler, 2 cilt)
* Tercümân-ı Ahvâl Mukaddimesi (Tanzimat edebiyatındaki ilk makale)
* Şair Evlenmesi (Bir perdelik komedi, 1860. Türk edebiyatında yazılan ilk tiyatro eseridir, fakat oynanmamıştır.)
* Müntehebat-ı Eş’ar (Şiirler)
* Durub-ı Emsal-i Osmaniye (Atasözleri)
* Müntehebat-ı Tasvir-i Efkar (Seçme makaleler, 2 cilt)
* Tercümân-ı Ahvâl Mukaddimesi (Tanzimat edebiyatındaki ilk makale)
NAMIK KEMAL'İN HAYATI
Namık Kemal (21 Aralık 1840, Tekirdağ - 2 Aralık 1888, Sakız Adası) Türk milliyetçiliğinin öncülerinden, Genç Osmanlı hareketi mensubu yazar, gazeteci, devlet adamı ve şairdir.
Yurtseverlik, hürriyet, millet kavramlarına bağlı bir Tanzimat Devri aydınıdır. Bu kavramları Türk fikir hayatına ve edebiyatına sokan kişi kabul edilir.[6] Heyecanlı, kavgacı kişiliği, akıcı, parlak üslubu nedeniyle devrinin diğer yazarlarından daha fazla tanındı.[7] “Vatan Şairi” ve “Hürriyet Şairi” olarak anılan Namık Kemal, şiirin yanı sıra tenkit, biyografi, tiyatro, roman, târih ve makale türlerinde eserler verdi. Özellikle Türk Edebiyatının ilk edebi romanı olan "İntibah" ve batılı anlamda Türk Edebiyatının sahnelenen ilk tiyatro eseri olan "Vatan Yahut Silistre" eserleriyle ünlüdür. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü eserleri ve fikirleriyle etkiledi.
Yurtseverlik, hürriyet, millet kavramlarına bağlı bir Tanzimat Devri aydınıdır. Bu kavramları Türk fikir hayatına ve edebiyatına sokan kişi kabul edilir.[6] Heyecanlı, kavgacı kişiliği, akıcı, parlak üslubu nedeniyle devrinin diğer yazarlarından daha fazla tanındı.[7] “Vatan Şairi” ve “Hürriyet Şairi” olarak anılan Namık Kemal, şiirin yanı sıra tenkit, biyografi, tiyatro, roman, târih ve makale türlerinde eserler verdi. Özellikle Türk Edebiyatının ilk edebi romanı olan "İntibah" ve batılı anlamda Türk Edebiyatının sahnelenen ilk tiyatro eseri olan "Vatan Yahut Silistre" eserleriyle ünlüdür. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü eserleri ve fikirleriyle etkiledi.
Namık Kemal'in Edebi Yaşamı
Şiire küçük yaşta başlayan Namık Kemal’in şiirlerinde, Şinasi’yle tanışıncaya kadar, tasavvufun ve eski edebiyatın etkileri görülür. Bu dönemde özellikle Yenişehirli Avni, Leskofçalı Galib gibi Divan şairlerden etkilenmiştir. Namık Kemal, Şinasi’yle tanıştıktan ve Avrupa’ya gittikten sonra artık Yeni edebiyatı benimsemiş, şekil olarak eskiye bağlı olsa da içerik olarak yepyeni bir şiir anlayışına sahip olmuştur. Türk şiirini Divan şiirinin etkisinden kurtarmaya çalışan sanatçı, “Vatan Şairi” diye de isimlendirildi. Sanatçının bir diğer ilgi alanı ise tiyatrodur. Bu türe özel bir önem vermiş ve altı oyun yazmıştır. Bir yurtseverlik ve kahramanlık oyunu olan Vatan Yahut Silistre, Avrupa’da da ilgi uyandırdı ve beş dile çevrildi.
İlk romanı “İntibah” 1876’da yayımladı. Ruhsal çözümlemelerinin, bir olayı toplumsal ve bireysel yönleriyle görmeye çalışmasının yanı sıra, dış dünya betimlemeleriyle de İntibah, Türk edebiyatındaki ilk edebî romandır. Sanatçının roman alanında bir diğer eseri ise edebiyatımızdaki ilk tarihi roman olan Cezmi’dir. Romanı ve tiyatroyu toplumsal yaşama soktuğu gibi, edebiyat eleştirisini de Türkiye’ye ilk getiren kişilerden biri oldu. En önemli eleştiri eserleri, Ziya Paşa’nın Harabat eserine yazdığı Tahrib-i Harabat ile Takip’tir. Gazeteci, olarak da Türk kültürü içinde önemli bir yeri vardır. Döneminin hemen hemen bütün yenilik yanlısı ve ilerici gazetelerinde yazıları yayınlanmıştır. Siyasal ve toplumsal sorunlardan edebiyat, sanat, dil ve kültür konularına dek çok çeşitli alanlarda yazdığı makaleleri de vardır.
İlk romanı “İntibah” 1876’da yayımladı. Ruhsal çözümlemelerinin, bir olayı toplumsal ve bireysel yönleriyle görmeye çalışmasının yanı sıra, dış dünya betimlemeleriyle de İntibah, Türk edebiyatındaki ilk edebî romandır. Sanatçının roman alanında bir diğer eseri ise edebiyatımızdaki ilk tarihi roman olan Cezmi’dir. Romanı ve tiyatroyu toplumsal yaşama soktuğu gibi, edebiyat eleştirisini de Türkiye’ye ilk getiren kişilerden biri oldu. En önemli eleştiri eserleri, Ziya Paşa’nın Harabat eserine yazdığı Tahrib-i Harabat ile Takip’tir. Gazeteci, olarak da Türk kültürü içinde önemli bir yeri vardır. Döneminin hemen hemen bütün yenilik yanlısı ve ilerici gazetelerinde yazıları yayınlanmıştır. Siyasal ve toplumsal sorunlardan edebiyat, sanat, dil ve kültür konularına dek çok çeşitli alanlarda yazdığı makaleleri de vardır.
Namık Kemal'in Edebi Hayatı İle İlgili;
* Tanzimat Edebiyatının en coşkulu şairi olan Namık Kemal, Türk edebiyatında vatan şairi olarak bilinir.
* Hürriyet kavramını şiirde ilk kez kullanan şairdir.
* Divan edebiyatı nazım biçimlerini kullanmıştır. Gazel, kaside, murabba gibi eski nazım biçimleriyle yeni kavram ve konuları işlemiştir. “Kanun, vatan, hürriyet, adalet, hak, hukuk” gibi konuları işlemiştir.
* Şiirlerinde aruz ölçüsünü kullanmıştır. Tiyatrolarında geçen bazı şiirlerinde hece ölçüsünü kullanmıştır.
* Şiiri, düşüncelerini aktarmak için bir araç olarak kullanmıştır. Şiirde sosyal konulara ağırlık vermiştir.
* Şinasi’yle tanışıncaya kadar tümüyle divan şiiri çizgisinde yazmıştır. Şinasi’yle tanıştıktan sonra divan şiirinden uzaklaşarak Batı şiiri çizgisine yaklaşmıştır.
* Divan şiirini, abartılı bir biçimde eleştirmiştir, kocakarı masallarına benzetmiştir.
* Romantizm akımının etkisinde kalmıştır.
* Romanları teknik açıdan kusurludur. Araya girip bilgi vermiştir.
*Düz yazılarında (nesirlerinde) sanatkârane (edebi) bir üslup kullanmıştır.
* “Sanat toplum içindir” anlayışını benimsemiştir.
* Yazıda konuşma dilinin kullanılmasından yana olmuş ve özellikle tiyatrolarını sade bir dille yazmıştır.
* Tiyatroyu halk eğitiminde bir araç olarak görmüştür.
* Tiyatro yapıtlarının konularını günlük hayattan veya tarihten almıştır.
* Ona göre “Tiyatro bir eğlencedir ve eğlencelerin en faydalısıdır.”
* Tiyatrolarının tümü dramdır.
* Vatan yahut Silistre isimli oyunu sahnelendikten sonra Mağusa’ya sürülmüştür.
* Türk edebiyatındaki yerini, düz yazı alanında; özellikle roman, tiyatro, makale, biyografi, eleştiri, tarih türünde yazdığı yapıtlar belirlemiştir.
* Gazetecilik yönü de vardır, Ziya Paşa ile birlikte Hürriyet gazetesini çıkarmıştır.
* Sosyal ve siyasi konularda hicivler de yazmıştır.
* Encümen-i Şuara topluluğunda yer almıştır. Osmanlıcılık düşüncesini benimsemiştir.
* “Lisan-ı Osmani’nin Edebiyatı Hakkında Bazı Mülahazat-ı Şamildir” makalesinde dil ile ilgili görüşlerini ortaya koymuştur.
* Renan Müdafaanamesini Fransız tarihçi Ernest Renan’ın “İslamiyet, ilerlemeye engeldir.” düşüncesini çürütmek için yazmıştır.
* Hürriyet kavramını şiirde ilk kez kullanan şairdir.
* Divan edebiyatı nazım biçimlerini kullanmıştır. Gazel, kaside, murabba gibi eski nazım biçimleriyle yeni kavram ve konuları işlemiştir. “Kanun, vatan, hürriyet, adalet, hak, hukuk” gibi konuları işlemiştir.
* Şiirlerinde aruz ölçüsünü kullanmıştır. Tiyatrolarında geçen bazı şiirlerinde hece ölçüsünü kullanmıştır.
* Şiiri, düşüncelerini aktarmak için bir araç olarak kullanmıştır. Şiirde sosyal konulara ağırlık vermiştir.
* Şinasi’yle tanışıncaya kadar tümüyle divan şiiri çizgisinde yazmıştır. Şinasi’yle tanıştıktan sonra divan şiirinden uzaklaşarak Batı şiiri çizgisine yaklaşmıştır.
* Divan şiirini, abartılı bir biçimde eleştirmiştir, kocakarı masallarına benzetmiştir.
* Romantizm akımının etkisinde kalmıştır.
* Romanları teknik açıdan kusurludur. Araya girip bilgi vermiştir.
*Düz yazılarında (nesirlerinde) sanatkârane (edebi) bir üslup kullanmıştır.
* “Sanat toplum içindir” anlayışını benimsemiştir.
* Yazıda konuşma dilinin kullanılmasından yana olmuş ve özellikle tiyatrolarını sade bir dille yazmıştır.
* Tiyatroyu halk eğitiminde bir araç olarak görmüştür.
* Tiyatro yapıtlarının konularını günlük hayattan veya tarihten almıştır.
* Ona göre “Tiyatro bir eğlencedir ve eğlencelerin en faydalısıdır.”
* Tiyatrolarının tümü dramdır.
* Vatan yahut Silistre isimli oyunu sahnelendikten sonra Mağusa’ya sürülmüştür.
* Türk edebiyatındaki yerini, düz yazı alanında; özellikle roman, tiyatro, makale, biyografi, eleştiri, tarih türünde yazdığı yapıtlar belirlemiştir.
* Gazetecilik yönü de vardır, Ziya Paşa ile birlikte Hürriyet gazetesini çıkarmıştır.
* Sosyal ve siyasi konularda hicivler de yazmıştır.
* Encümen-i Şuara topluluğunda yer almıştır. Osmanlıcılık düşüncesini benimsemiştir.
* “Lisan-ı Osmani’nin Edebiyatı Hakkında Bazı Mülahazat-ı Şamildir” makalesinde dil ile ilgili görüşlerini ortaya koymuştur.
* Renan Müdafaanamesini Fransız tarihçi Ernest Renan’ın “İslamiyet, ilerlemeye engeldir.” düşüncesini çürütmek için yazmıştır.
Eserleri
Tiyatroları: Vatan Yahut Silistre, Zavallı Çocuk, Akif Bey, Celaleddin Harzemşah, Kara Bela, Gülnihal
Romanları: İntibah, Cezmi
Eleştirileri: Tahrib-i Harâbât, Takip, Renan Müdafaanamesi, İrfan Paşa’ya Mektup, Mukaddeme-i Celal
Tarih Kitapları: Devr-i İstila, Barika-i Zafer, Evrak-ı Perişan, Kanije, Silistre Muhasarası, Osmanlı Tarihi, Büyük İslam Tarihi
Şiir: Hürriyet Kasidesi, Vatan Şarkısı, Vatan Mersiyesi, Vaveyla (Çığlık)
Romanları: İntibah, Cezmi
Eleştirileri: Tahrib-i Harâbât, Takip, Renan Müdafaanamesi, İrfan Paşa’ya Mektup, Mukaddeme-i Celal
Tarih Kitapları: Devr-i İstila, Barika-i Zafer, Evrak-ı Perişan, Kanije, Silistre Muhasarası, Osmanlı Tarihi, Büyük İslam Tarihi
Şiir: Hürriyet Kasidesi, Vatan Şarkısı, Vatan Mersiyesi, Vaveyla (Çığlık)
NAMIK KEMAL VE ŞİNASİ'NİN TANIŞMASI
Şinasi, 1860 Ekim'inde Agah Efendi'nin Tercüman-ı Ahval gazetesini çıkartmasına büyük destek sağlar. Babıali Tercüme Odası'nda bir süre memuriyet yapan ve sonra da elçilik katibi olarak Paris'te bulunan Agah Efendi, bu görevlere Mustafa Reşit Paşa tarafından getirilmiştir. Agah Efendi de üst düzey Osmanlı masonlarındandır.
Şinasi, Tercüman-ı Ahval'de kısa bir süre yazdıktan sonra, 1862'de kendi gazetesi Tasvir-i Efkar'ı çıkartmaya başlar. Bu gazeteyi yayınlayabilmek için kendi basımevini kurar. Bu basımevi için Courrier d'Orient gazetesinin sahibi matbaacı dostu Jean Pietri'den teknik yardım görerek, Yesarizade İzzet yazısıyla kendi harflerini döktürür..
Şinasi'nin Tasvir-i Efkar'daki başyazıları giderek bir toplumsal ve siyasal eleştiriye dönüşür. "Yeni Osmanlılar" adı verilen akımın, bu yazılarla başladığı biliniyor. Ancak bu tarihlerde Şinasi, bilinemeyen bir nedenle Tasvir-i Efkar'ı 1865'de Namık Kemal'e bırakarak tekrar Paris'e gider.. Petrosyan'a göre Birinci Meşrutiyet hareketini başlatan grup, yani "Yeni Osmanlılar" nezdinde Şinasi onların "Manevi Öğretmeni" sayılmaktadır. Bu cemiyetin fikir hocası ve baş mimarıdır.. Şinasi'nin en önemli öğrencisi Namık Kemal'dir..
Namık Kemal, Şinasi ile tanışana kadar divan nazımı ile, tasavvuf konularında yazmaktadır. Ancak, onunla tanıştıktan sonra Batı dünyasına yönelir. Böylece Namık Kemal'in sanat hayatında ikinci ve asıl önemli dönem başlar. Namık Kemal, Şinasi ile yaptığı bir saatlik konuşma sonrası modern Türk edebiyatına yönelmiştir !.. Namık Kemal'in oğlu Ali Ekrem Bolayır, "Namık Kemal" adlı kitabının 21. sayfasında şunları yazmaktadır :"Şinasi, N. Kemal'i ilk gördüğü gün genç şairin müstesna kabiliyetini anlamış ve kendisine hemen o gün Fransızca çalışmasını tavsiye etmiştir. Üstat ile tilmiz arasında bir saat devam eden sohbet Namık Kemal'in bütün hayatına hakim olmuştur."
Şinasi ile tanışan Namık Kemal, Tasvir-i Efkar'da yazmaya başlar. Aynı zamanda Bektaşidir ve mason da olur. I. Proodos adlı bir Yunan locasında adına rastlarız. Locada, on dokuzu Türk olan altmış sekiz üye bulunmaktadır. Bu Türkler arasında okuduğumuz bir ad da şudur : "Mehmed Namık Kemal, edebiyatçı".. Bu locada Namık Kemal'in yanı sıra ; Midhat Paşa, Ahmed Vefik Paşa, Şair Ziya Paşa, Şinasi gibi Türkçüler de bulunmaktadır.. Locada Namık Kemal'e tarihi bir görev verilir : Şehzade Murad'ı mason yapmak.. Bu işi daha önce Şinasi denemiş, başarılı olamamıştır. Namık Kemal'deki bu yüz seksen derecelik dönüşün asıl nedeni bu görevdir. Avrupa görmüş ve çok iyi eğitimli bu modern veliahda, divan şiirleri okuyarak yaklaşamayacağını bilmektedir. Mason locası kararıyla Veliaht Murad Efendi'nin oğlu Selahattin Efendi'ye hoca olur. Ziya Paşa da Veliahdın hocası olur. Amaç veliahda masonik fikirleri aşılamaktır. İtalya'daki Carbonari Cemiyeti üyelerinden ve aynı zamanda mason olan Doktor Kapoleone İstanbul'a getirtilerek çeşitli referanslar sonucunda Veliahda özel doktor yapılır. Böylece, 20 Ekim 1872'de, Sultan Abdülmecid'in büyük oğlu Veliaht Murad, alabildiğince gizlilik içinde, I Proodos Locası'na girerek mason olur.
Veliaht Murad'ın üye yapıldığı locadaki diğer üyeler ; Abdülaziz devrinde iki defa sadrazam olan Keçecizade Mehmed Fuad Paşa, Midhat Paşa, Ahmet Vefik Paşa, Tunuslu Hayrettin Paşa, İbrahim Hakkı Paşa, Berlin Sefiri Sadullah Paşa, Namık Kemal, Şair Ziya Paşa ve Şinasi'dir.
Locanın Üstadı Muhteremi Kleanti İskalyeri böylelikle ; başta Osmanlı Veliahdı olmak üzere, Osmanlı'daki en üst makama çıkmış sadrazamlara ve diğer görevlilere üstatlık etmektedir, emir vermektedir !..
Şinasi, Tercüman-ı Ahval'de kısa bir süre yazdıktan sonra, 1862'de kendi gazetesi Tasvir-i Efkar'ı çıkartmaya başlar. Bu gazeteyi yayınlayabilmek için kendi basımevini kurar. Bu basımevi için Courrier d'Orient gazetesinin sahibi matbaacı dostu Jean Pietri'den teknik yardım görerek, Yesarizade İzzet yazısıyla kendi harflerini döktürür..
Şinasi'nin Tasvir-i Efkar'daki başyazıları giderek bir toplumsal ve siyasal eleştiriye dönüşür. "Yeni Osmanlılar" adı verilen akımın, bu yazılarla başladığı biliniyor. Ancak bu tarihlerde Şinasi, bilinemeyen bir nedenle Tasvir-i Efkar'ı 1865'de Namık Kemal'e bırakarak tekrar Paris'e gider.. Petrosyan'a göre Birinci Meşrutiyet hareketini başlatan grup, yani "Yeni Osmanlılar" nezdinde Şinasi onların "Manevi Öğretmeni" sayılmaktadır. Bu cemiyetin fikir hocası ve baş mimarıdır.. Şinasi'nin en önemli öğrencisi Namık Kemal'dir..
Namık Kemal, Şinasi ile tanışana kadar divan nazımı ile, tasavvuf konularında yazmaktadır. Ancak, onunla tanıştıktan sonra Batı dünyasına yönelir. Böylece Namık Kemal'in sanat hayatında ikinci ve asıl önemli dönem başlar. Namık Kemal, Şinasi ile yaptığı bir saatlik konuşma sonrası modern Türk edebiyatına yönelmiştir !.. Namık Kemal'in oğlu Ali Ekrem Bolayır, "Namık Kemal" adlı kitabının 21. sayfasında şunları yazmaktadır :"Şinasi, N. Kemal'i ilk gördüğü gün genç şairin müstesna kabiliyetini anlamış ve kendisine hemen o gün Fransızca çalışmasını tavsiye etmiştir. Üstat ile tilmiz arasında bir saat devam eden sohbet Namık Kemal'in bütün hayatına hakim olmuştur."
Şinasi ile tanışan Namık Kemal, Tasvir-i Efkar'da yazmaya başlar. Aynı zamanda Bektaşidir ve mason da olur. I. Proodos adlı bir Yunan locasında adına rastlarız. Locada, on dokuzu Türk olan altmış sekiz üye bulunmaktadır. Bu Türkler arasında okuduğumuz bir ad da şudur : "Mehmed Namık Kemal, edebiyatçı".. Bu locada Namık Kemal'in yanı sıra ; Midhat Paşa, Ahmed Vefik Paşa, Şair Ziya Paşa, Şinasi gibi Türkçüler de bulunmaktadır.. Locada Namık Kemal'e tarihi bir görev verilir : Şehzade Murad'ı mason yapmak.. Bu işi daha önce Şinasi denemiş, başarılı olamamıştır. Namık Kemal'deki bu yüz seksen derecelik dönüşün asıl nedeni bu görevdir. Avrupa görmüş ve çok iyi eğitimli bu modern veliahda, divan şiirleri okuyarak yaklaşamayacağını bilmektedir. Mason locası kararıyla Veliaht Murad Efendi'nin oğlu Selahattin Efendi'ye hoca olur. Ziya Paşa da Veliahdın hocası olur. Amaç veliahda masonik fikirleri aşılamaktır. İtalya'daki Carbonari Cemiyeti üyelerinden ve aynı zamanda mason olan Doktor Kapoleone İstanbul'a getirtilerek çeşitli referanslar sonucunda Veliahda özel doktor yapılır. Böylece, 20 Ekim 1872'de, Sultan Abdülmecid'in büyük oğlu Veliaht Murad, alabildiğince gizlilik içinde, I Proodos Locası'na girerek mason olur.
Veliaht Murad'ın üye yapıldığı locadaki diğer üyeler ; Abdülaziz devrinde iki defa sadrazam olan Keçecizade Mehmed Fuad Paşa, Midhat Paşa, Ahmet Vefik Paşa, Tunuslu Hayrettin Paşa, İbrahim Hakkı Paşa, Berlin Sefiri Sadullah Paşa, Namık Kemal, Şair Ziya Paşa ve Şinasi'dir.
Locanın Üstadı Muhteremi Kleanti İskalyeri böylelikle ; başta Osmanlı Veliahdı olmak üzere, Osmanlı'daki en üst makama çıkmış sadrazamlara ve diğer görevlilere üstatlık etmektedir, emir vermektedir !..